22 Ekim 2015 – Çetin Altan’ın ölümü ile gelen rahatsızlık
Bir yerlere birşeyler yazalım artık. Bunu bir araba boş lafı yazdıktan sonra söyleyebildiğime sevineyim mi yoksa iyice halime acıyıp konuyu daha derinlere mi atayım, bilemiyorum. Bu yüzden en ezik ve minimal şekliyle de olsa 3 yıl önce gelen bu hissin ince ipliğini ucundan tutarak sonunda paylaşıyorum.
Türkiye'de neler oluyor bunu doğru anlamamız lazım.
Bununla neyi kastettiğimi bildiğimden artık emin değilim.
Hemen bir lisan öğrenip, ülkeyi terketmeye hazır hale mi gelelim? Yoksa kalıp, kendi içimizde örgütlenmeyi mi düşünelim? İkincisini zaten denerken çuvallayacağımız için hemen akla ilk seçenek geliyor.
Artık bu zamana kadar üçüncü bir alternatife evrilmemiz, kendi topraklarımızda olgunlaşabilmemiz gerekirdi.
Birbirimizden once kendimize çekidüzen vermeye çalışsak nasıl olur mesela? Daha sağlıklı ve huzurlu olmaz mı hayat? Daha şeffaf yaşamaya ve birbirimize sevgiyle bakmaya alışsak fena olmaz mı?…
***
Bu yazının yazılışından 1 sene sonra 15 Temmuz’u yaşayacağımızı ve bu yukarıdakinden başka alternatif bulamadıkları için sonradan kazanılmış olan arkadaşlıklarımın çoğunu yurt dışı göçüne kaybedeceğim aklıma bile gelmezdi.
0 Comments